Sedat Öztoprak (1890-1947)
Sedat Öztoprak, babası İbradalı Hüseyin Şakir Bey’in ağır ceza reisi olarak bulunduğu sırada 1890 yılında Konya’da doğdu. Şakir Bey’in beş çocuğunun dördüncüsüdür. Ailesinin bütün baskılarına rağmen, mûsikiye aşırı düşkünlüğü sebebi ile ortaokuldan sonra öğrenim görmedi. Veled Çelebi’nin yeğeni ve Sedat Öztoprak’ın öğrencisi olan Türkân Savut’un Ruşen Kam’a yazdığı bir mektuptan öğrendiğimize göre ilk mûsiki derslerini, Konya Mevlevihânesi’nin dervişlerinden olan Abdi Dede’den aldı. Bundan sonra ud çalmaya başladı. Bu konuda belli bir hocası yoktur. Tanrı vergisi bir istidatla sazında üstün bir virtüoziteye yükseldi. İstanbul’a yerleştikten sonra kısa zamanda ilerleyerek mûsiki çevrelerinin dikkatini çekti. Bir süre Darülelhan’da ud hocası olarak çalıştıysa da uzun süreli olmadı. Sazını metodik bir teknikle kullanırdı. Darüttalimi Mûsiki’de de çalışmıştır. Aynı zamanda güzel bir sese sahip olan Öztoprak temiz bir uslûpla okurdu.
Son derece asabi ve fevri bir yapısı vardı. Çok geçimsiz bir yaratılışta olduğu için çevre edinemezdi. İçki ve kumara düşkündü. Ömrü boyunca maddi sıkıntılar içinde yaşadı. Gazinolarda çalışma tekliflerini hiç düşünmeden reddederdi. Eşinin 1937 yılında ölümünden sonra büsbütün sefalete düştü. Türkân Savut’un eşinin gayreti ile İstanbul mezbahasında bir işe yerleştirildi; burada da çalışmadı. Aşırı içki düşkünlüğü sonucu yarı deli bir durumda aç ve çıplak parklarda yattı. Sonunda Darülaceze’ye kaldırıldı. Burada bir yıl daha yaşadıktan sonra, çok genç denebilecek yaşta, 1947 yılında bir sabah kahvaltı yaparken hayata gözlerini yumdu. Çok az bir toplulukla ve yakınlarının yardımı ile cenazesi kaldırıldı.
Sedat Öztoprak yüzyılımızın önemli bir saz ve sözlü eser bestekârıdır. Onun bu sinirli ruh hali eserlerinde de kendini gösterir. Böyle olmakla birlikte özellikle saz eserleri çok orijinal ve başarılıdır. Her biri birer virtüozite örneğidir. Çok güzel ve sanatlı şarkıları da vardır. Bilinen eserleri yedi peşrev, on beş saz semaisi, longa ve sirtolardan başka değişik makamlardan yirmi beş oyun havası ile otuz üç şarkıdan ibarettir. Çok öğrenci yetiştirmiştir. Bunların arasında en tanınmış olanı ünlü kanun sanatkârı Vecihe Daryal’dır.
Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.
Acemaşiran-Bak şu kıza ne çok ağlıyor
Acemaşiran-Gurubunla ne matemler gönülde eyledin
Evç-Ben helâl ettim sana kendi elimle kanımı
Evç-Beyhûde yere cilve-i cânândan usandım
Evö-Gözümden gitmiyor asla hayâlin
Ferahfezâ-Nâle ettikçe gönül sen de gül
Ferahnümâ-Hangimizi beğenecek bakalım kimi sevecek
Hicaz-Oyun Havası (Zillerle Rakseden Kız)
Hüseyni-Sesinde hicrândan dalgalar coşar
Hüseyni-Urfalıyam bahçeliyem bağlıyem
Hüseyniaşiran-Ey benim âhû misâlim nerdesin
Hüseyniaşiran-Gül gamzelerin pembe yüzün neşesi miydi
Hüseyniaşiran-Gül ki gülsün cemâli ezhârın
Hüseyniaşiran-Sevdiğim vuslat mı bu firkât midir ya neş’e mi
Hüseyniaşiran-Yıllar geçti sen gideli gurbete
Hüzzam-Bir kır çiçeğinden inceydi hayâlin
Hüzzam-Nâle ettikçe gönül sen de gül
Mâhûr-Düşte gördüğüm kız mı acep
Muhayyerkürdi-Çıktım Kozan Dağı’na
Ruhfezâ-Ben eser-i aşkın oldum ey peri
Ruhfeza-Senin nazlı hayâlinle dem a dem 1
Ruhfeza-Senin nazlı hayâlinle dem adem 2
Sazkâr-Güzel sana ah edersem yanarsın
Sûzidil-Senin bağı cemâlin rengini gülşende görmüşler
Sûzinâk-Ne çok çektim hasretini bilsen ah ben
Şedaraban-Derdimin bir fıkrasını açsam sana hicran olur
Şehnâzbûselik-Cuş edip gözyaşı ister çağlamak
Şehnâzbûselik-Senin nazlı hayâlinle dem a dem
Şehnâzbûselik-Yazıktır gamzene söyle
Tâhir-Oyun Havası (Köyde Bayram)
Tarzınevin-Bilmem ki nasıl ağlayayım ben
Tarzınevin-Bilmem ki neden terk edemem
Tarzınevin-Bu dil üftadedir terennümüne
Tarzınevin-Sana sevda bağladığım bir gönül bir Allah bilir
Tarzınevin-Sesim dağı delerken bir kafesten geçemez
Henüz yorum yapılmamış.