Nikağos Ağa (1836-1885)
Nikoğos Taşçıyan 1836 yılında İstanbul’da Hasköy’de doğdu. Ailesi ve öğrenimi hakkında yeterli bilgimiz yok. Bu Ermeni vatandaşımız ilk musiki derslerini kilisede, bir din adamı olan Kapriyel Ebeyan’dan aldı. Türk Musikisi hocası Dellal-zade İsmail Efendi’dir. İsmail Efendi’nin aracılığı ile Dede Efendi ile tanıştırıldı. Nikogos’u dinleyen bu büyük musiki ustamızın “Önce Türkçe öğren sonra benden ders almaya gel” anlamında tavsiyede bulunduğu söylenir. Bu ikazı unutmayan Nikogos Ağa, Türkçe öğrenmeye, dilindeki yabancı aksanı düzeltmeye gayret etti. Bunun için o dönemin büyük devlet adamlarından ve edebiyatçı Ahmed Vefik Paşa’dan edebiyat dersleri aldığı da söylentiler arasındadır.
Zamanla musiki alanında ilerledikten sonra Dellal-zade’nin tavsiyesi ile öğretmen olarak Enderun’a tayin edildi. Sadrazam Ali Paşa’nın hizmetinde bulundu. Hoşsada’da Abdurrahman Şeref Bey’e atfen verilen bilgiye göre Ali Paşa’nın dairesinde iken bir sebeple küserek buradan ayrılmış ve bir daha dönmemiş. Bunun farkına varan paşa, bir musiki toplantısı için Nikogos’un bulunmasını emretmiş. Samatya’da perişan bir durumda bulmustur; kahyadan para alarak taliğini düzeltmişler. Durumu öğrenen Ali Paşa aylığının kesilmemesini sağlamış.
O dönemin sanatsever başka devlet adamlarından da yardım görmüştü Mesela Müşir Edhem Paşa bildiği eserleri notaya alması için maddi yardımda bulunmuştur. Türk Musikisi repertuvarını Dellal-zade’den öğrendiği için hem repertuvarı genişti, hem de bildiği eserlerin en doğrusunu bilirdi.
İyi Hamparsum notası bildiğinden 1873 yılında Ermenistan’a davet edilerek pek çok Ermeni dini musiki eserini notaya aldı. Bunlar daha sonra Ermenice olarak yayınlanmıştır. Kardeşi Agop Taşçıyan ve Nivark Osmanlıyan’la 1861 yılında on beş günde bir çıkan bir musiki dergisi yayımladı.
Kumkapı Meryemana Kilisesi’ne 1879 yılında papaz oldu.
Kardeşi Agop, Kapriyel Nisan da musikişinastı. O yılların ünlü musiki ustaları ile yakın arkadaşlık yaptı. Bir hristiyan olmasına rağmen mevlevihanelere giderek ayin okurdu.Bu sebeple Ahmed Celaleddin Dede’yi tanımış ve ondan da yararlanmıştır.
Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde saray meşkhanesinde hocalık yapmıştır. Nikogos Ağa’yı yakından tanıyan ve bir süre ders alan Leyla Hanım hatıralarında;
Sultan elbet sur olur
Hep bendeler mesrur olur
Vechiyle alem hep nur olur
Alem sana mecbur olur.
güfteli hicaz makamındaki şarkısını Sultan Aziz’in kızı Münire Sultan’ın isteği üzerine bestelediğini belirtiyor.
Bazı kaynaklarda tanburi olduğu ileri sürtülüyor. Bu hususta başka belge yoktur. Onun iyi bir hanende olduğunu biliyoruz. Sanatkar kişiliği için, Ruşen Kam şunları yazmış: “…Hanende Nikogos Aga, San Onnik, Hristaki Civan Ağa şarkı yolunun en güzel mahsullerini vermiş bestekarlarımızdandır. Umumiyetle musikimizin iyi anlayış ve öğreniş çerçevesi içinde yetişmis olan Nikogos Ağa, ağırbaşlı şarkılarıyla devrinin bu yoldaki çalışmalarına hız vermiş bir bestekarımızdır. Nikogos’un şarkılarındaki melodik kuruluş daha çok klasik anlayışın etkisi altındadır. Acemairan makamındaki bir şarkısında bu makamın melodik seyir ve hareketine vermiş olduğu karakter, bu bestekarımızın orijinal bir müzik anlayışın en güzel örneğidir.”
Nota bilmesine ve eserlerini kolayca notaya alabilmesine rağmen iki yüz eser bestelediği halde bunlardan ancak altmış be tanesi günümüze gelebilmiştir. Kendi milliyetinden çok Türk Musiki sanatı içinde ebedileşen Nikoğos Ağa 1885 yılında öldü ve Topkapı Ermeni mezarlığına gömüldü..
Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.
Acemaşiran-Ey çeşm-i âhu mehlika cürmüm nedir söyle bana
Acemaşiran-Ey şûhi âfet darıldım gayet
Acemaşiran-Hem sevip hem yakadan attın beni
Acemaşiran-Sohbetimi gerçek sandın
Acemaşiran-Yandı dil aşkınla ey şuh-i şenim
Acemkürdi-Bâri felek ben yüzüne söyleyim
Acemkürdi-Sevdi gönlüm ey melek sima seni
Arazbar-Gülşene teşrifini ey gül
Arazbar Bûselik-Gerçi milkim ettin amma reşk-i sur
Beyâti Araban-Gidiyorum gözyaşımı dökerim
Ferahnâk-Bir tıfıl yosma-edâ hem bi-menend
Ferahnâk-Çerha istiğna eder nem var benim
Ferahnâk-Dil verdim ol gül goncai zâre
Ferahnâk-Gel unuttuk sohbeti meyhaneyi
Ferahnâk-Hoş yaratmış bâr-ı ezel
Gülizâr-Sormadı hâl-i dil-i gam-hâreyi
Hicazkâr-Akşam olur güneş gider
Hicazkâr-Aşıkları inandırır yalan vâ’d ile kandırır
Hicazkâr-Bana hem-dem eyleyen ey gam seni
Hicazkâr-Beyhûde aşkına yandım efendim
Hicazkâr-Geldi safâ cân ü dile
Hicazkâr-Görmek müyesser olmadı mâhım
Hicazkâr-İftiharımdır bilir Rabbi gani
Hicazkâr-Ol dökülen kumral saç canımı yaktı ey peri
Hüseyni-Bir yana eğdir fes’in ey nev-civân
Hüseyni-Ciğerim pâresi goncam bizi teşrif edecek
Hüseyni-Gördüğüm gün rûyini ey mehlika
Hüseyni-Meh cemalin görmek için ağlarım
Hüseyni-Mest-i zehri firkat-i hicranınım
Hüseyni-Nev-goncasın bu dil hezâr
Hüseyni-Serde sevda dilde gam sinemde pekânı keder
Hüseyni-Seyrederken sebz-i sahn-ı gülşeni
Hüzzam-Ey melek hubu hayali kemteri
Hüzzam-Sen bana vâd-i visâl ettin de zâlim gelmedin
Karcığar-Sen mehi gördükte seha yandı derunum
Muhayyer-Naz-i firkatle yanan canım benim
Muhayyerkürdi-Var mı hacet söyleyeyim
Rastıcedid-Malakofdan giyme merâm
Suzidil-Bir nigâh ile beni ey dilrûba
Suzinak-Bir güzele ben de gönül bağladım
Suzinak-Bülbüller eylesin feryâd
Suzinak-Ey gonca-i gülzâr-ı nevâziş
Suzinak-Hayalin didede ateşler bıraktı
Suzinak-Suzinaki ateşi aşkım yetiş feryada gel
Uşşak-Bir şûhi sitemkâr beni saldı yine derde
Henüz yorum yapılmamış.