Esendere Kültür ve Sanat Derneği

Batıyı Anlamak IV

10.09.2017
1.611
Batıyı Anlamak IV

Cinuçen Tanrıkorur’un “Biraz da Müzik” adlı kitabından alıntıdır

Washington’da Georgetown Üniversite hastanesi muhasebe şefi Mrs. Smith’in odasına, ameliyat münasebetiyle hastanenin çeşitli birimlerine yaptığımız ödemelerin faturasını almaya gittiğimizde saat 12.42 ‘yi gösteriyordu. 50 yaşları civarındaki bu gözlüklü tombul zenci hanım,ufacık çalışma köşesinde bizi güleryüzle karşılayıp yanındaki iki misafir koltuğuna oturttu ve bilgisayardan hesaplarımızı çıkarmaya başladı ( onlarda oturtulan iş sahiplerine hemen “ne içersiniz” diye sorma adeti yok; askısındaki şekerleri ıslanmış kırmızı sıcak suyu sormadan önünüze bırakıp giden çaycı da yok). Mrs.Smith’in hem çalışıp hem de sağlığımla ilgilendiğini görünce, “Bugün yemeğe çıkmadınız galiba” diye soracak oldum. Aldığım cevap şuydu: “Ben öğle yemeğimi 11-12 arasında yerim, 12’de işimde olurum”. Bir anda Amerika’da bizdeki gibi öğle tatili diye bir şey olmadığını hatırladım ama geç kalmıştım. Aklım yine kendi ülkemin resmi dairelerine gitti. Fiili nüfusu 70-75 milyon olan bir ülkede, vardiyalı sistemle öğle tatili niye kaldırılmaz? Herhalde işsizlik problemi olmadığı için ihtiyaç duyulmaz, veya “vatandaşa öğle tatilinde hizmet verip de ne kazanacağız?” diye düşünülür dedim kendi kendime.. Öyle ya, tren yolu geçirmek için arazileri istimlak edilecek tarla sahiplerine, “7 günde gittiğiniz yolu 1 günde gideceksiniz” dendiğinde alınan cevap “Peki ama, diğer 6 günde ne yapacağız?” olmamış mıydı?

ABD’deki sigara savaşı, sigara içenlere adeta ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığı (hiçbir kapalı mekanda sigara içirilmeyip lokantalarda dahi sıra bekletildiği) ülkemizde artık biliniyor. Hatta resmi dairelerimizde (Başbakanlık dahil), önünde bütün memurların fosur fosur sigara içtiği ‘Sigara içmek yasaktır’ levhaları bile var. Türkiye-ABD arasında hergün uçan Delta Havayolları yolcularına bütün uçuş süresince sigara içirmiyor. Ve bu süre yaklaşık 14 saat. Seçiminize göre yemek var, sinema var, müzik var, uzanıp uyumak var (battaniye de onlardan), ama sigara yok. Ankara-Konya ise otobüsle 3 saat. Selçuk Üniversitesindeki hocalığım sırasında hep gidip geldiğim firmanın yetkililerine “Yahu ne olur, hiç olmazsa öğleden önce bir, öğleden sonra bir seferinizi sigarasız yapamaz mısınız? Diye sorduğumda, aldığım cevap değişmiyordu; “Aman hocam ne diyorsun, vallahi müşteri bulamayız!”

Siz İstanbul’da işlerinize koştururken veya alış-veriş yaparken, diyelim ki sıkıştınız –olur ya; yakında ‘Bay WC-Bayan WC’de yok. Ne yaparsınız? Etraftaki kasap, manav, lahmacuncu, manifaturacı, eczanenin tualeti ise ya ‘yok’ ya ‘bozuk’tur. Bankaya ise böyle bir şey için zaten giremezsiniz. Hele vapurda, yaşlı-hasta-çocuklu da olsanız, sıkışmaya kesinlikle hakkınız yoktur; çünkü Bay-Bayan WC’ler kilitlidir. Eve kadar tutacaksınız. Çişini tut, dilini tut, markını yastığının altında tut. Tutumlu milletizdir vesselam! Yıllar önce böbrek ameliyatı için gittiğimde, Amerika’da bu durum çok defa başıma gelmişti. Eczanede, süpermarkette, bankada bir yetkiliye ‘Tuvaletinizi kullanabilir miyim?’ dediğimde her seferinde aynı cevabı aldım; ‘Tabii, koridoru dönün, solda’. Belki de onlar, tuvaletin yatak odası gibi sadece sahiplerine mahsus mahrem bir yer olduğunu bilmiyorlar, ihtiyacı olanların kullanması için yapıldığını düşünüyorlardır. Kim bilir? Ve bu tuvaletlerin hemen hepsinde ve bütün ülkede aynı model musluklarla kapı kilitleri kullanıldığını.. hepsinde sol musluktan sıcak su aktığını.. hepsinde yedekli tuvalet kağıdı ve –nasıl oluyorsa, kağıdı hiç bitmeyen- otomatik kağıt havlu makineleri bulunduğunu… söylemeyeyim isterseniz. Kravat takmakla, tiyatroya-baleye-orkestra konserine gidip döner kule restoranda yiyip içmekle Batılı oluvereceğini zannetmek başka; bizim kitabımıza göre ‘ahsen-i takvim –üzre yaratılmış’ olan İNSAN’a Batılının hangi gözlükle bakarak bu seviyeye geldiğini anlamak ve uygulamak başkadır. (3 Haziran 1995)

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.