Esendere Kültür ve Sanat Derneği

Kemal Emin Bara

29.06.2017
3.145
Kemal Emin Bara

Kemal Emin Bara 1876 yılında İstanbul’un Şehzadebaşı semtinde doğdu. Bahriye nazırlarından Mehmed Emin Paşa’nın oğludur. Öğrenimine Bebek’teki bir ilkokula başladı; Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi’ne devam etti. Babasının görevle Kırklareli’nde bulunduğu sırada idâdiye devam ettiyse de bitiremedi. Mehmed Emin Paşa Yemen’e tayin olunca o da ailesiyle birlikte oraya gitti. Ordu karagâhında levâzım teğmeni olarak çalıştı. 1897 yılında sağlık sebepleri ile istifa ederek Beyrut’a geldi. Yarım kalan idâdi tahsilini Beyrut Fransız Kolleji’nde tamamladı. Orada bulunan Fransız Tıp fakültesine devam etti; fakat bitiremeden ayrıldı. Balkan Savaşı’nın patlaması üzerine ordudaki görevine döndü ve subay olarak savaşa katıldı. Çeşitli illerde Fransızca ve resim öğretmenliği yaptı. 10 Nisan 1957 tarihinde öldü; Kozluca Mezarlığı’na defnedildi. Refika Hanımla evli olan sanatkârın iki erkek, bir kız çocuğu olmuştur.

Kemal Emin Bara çok yönlü bir sanatkârdı. Sanat ve dil alanında kendisini yetiştirmiş Fransızca, Arapça, Farsça öğrenmişti. Tiyatro, resim, edebiyat alanında derin bilgisi vardı. Fransızca’dan Türkçe’ye oyunlar çevirmiş, senaryolar yazmış, tiyatro ve filmlerde bizzat oynamıştı. İstanbul Şehir Tiyatroları’na çok emeği geçen bir kimseydi. Heykel bile yapmıştır. Aynı zamanda oldukça duygulu bir şâirdi. Yazdığı şarkı güftelerini gerek kendisi, gerekse diğer bestekârlar bestelemiştir. Sözün kısası güzel sanatların her kolu ile ilgilenmesine rağmen hiçbirinde sebatlı olmadı.

Mûsik çalışmalarında belli bir hocası yoktur. Yemen’de bulunduğu yıllarda, orada posta-telgraf kâtibi olarak görev yapan Kanunu Hacı Ârif Bey’den yararlandığını anılarında anlatır. Bir bestekâr olarak olarak tekniği sağlam, duygulu, az ve güzel eserler besteledi. Bir peşrev, bir medhal, on beş kadar şarkısı gerçekten usta malı eserlerdir. Söz eserlerinin bazıları şarkı formuna örnek olarak gösterilebilir.

Ne yazık ki bestekârımız da İzmir’de bulunduğu yıllarda (1926-1927) günün modasına uymuş, Türk Mûsikisi’ne çok ağır bir dille hücum etmiş, kendi yazdığı yazılar ve verdiği konferanslarla kalmayarak öğretmenlik yaptığı okulun mûsiki öğretmenine de çirkin yazılar yazdırtmıştır. İstanbul’a dönüşünden ve Arel’i tanıdıktan sonra bu hareketlerinden vazgeçtiği söylenir.

Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.

Hicaz Ben Inandim Ey Gonu Lutfeyle Gel Sende Inan

Ussak Nakami Firkat Uzamaz Vasil Olursun

Hicaz Ben Seni Gordum Goreli

Karcigar Yine Dogdu Icime Bizim Koyun Gunesi

Buselik Ey Melek Rahmeyle Artik

Hicaz Coktan Beri Sevdim Seni Ey Gozleri Mahmur

Karcigar Benim Servi Hiramanim

Nihavend Nerde Ahu Nigehin

Suzinak Habgahinken Efendim

Hicaz Sabah Oldu Yare Bu Intizarim

Karcigar Bir Nim Nese Say Bu Cihanin Baharini

Sultaniyegah Medhal

Ussak Bagi Husnun O Guzel Gulleri Soldu

Hicaz Bu Renk Bu Caba

Karcigar Deli Gonlum Daglari Asti Yine

Huseyni Daglar Dumana Daldi

Acemasiran Her Siven Her Nazin Bir Baska Fend Olaydi

Hicaz Tarif Edemem Zevkini Vuslatindaki Anin

Buselikasiran Bahar Olsa Yine Seyri Gulistan

Saba Bir Haber Yok Kuyi Canandan Saba

Mustear Bu Neseden Sana Ey Dil Kelal Gelmedimi

Karcigar Yuzunu Goruverdim Sana Ben Gonul Verdim

Suzidil Nevbahar Oldu Cihan Mesruru Handandir Bugun

Mahur Iki Gozum Sensiz Lutf Etde Soyle

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.